Vergisel Açıdan Defter Belge İbraz Etmeme Sorunsalı

Paylaş

Vergi incelemesine defter ve belgelerin ibraz edilmemesi ve son yargı kararları doğrultusunda vergisel olarak değerlendirilmesi makalemizin konusunu oluşturacaktır. Defter ve belge ibraz etmemek aynı zamanda özel esaslara alınmayı ve vergi suçunu da ihtiva etmektedir ki bu hususlar başka bir makalemizin konusunu oluşturacaktır.

Vergi İdaresinin Defter Belge İbrazı İle ilgili Uygulaması

Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesi, defter tutmak mecburiyetinde olanlara, tuttukları defterlerle kullanmak zorunda oldukları vesikaları, ilgili bulundukları yılı takip eden hesap döneminden başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etme mecburiyeti getirmiş olup, aynı kanunun 256. maddesi ise mükelleflere, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine inceleme için ibraz etme zorunluluğunu hükme bağlamıştır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Vergi İndirimi” başlıklı 29. Maddesinin birinci fıkrasında; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini indirecekleri; üçüncü fıkrasında ise; indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu hesap dönemi aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun “İndirimin belgelendirilmesi” başlıklı 34. maddesinde; “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir.” hükmü yer almaktadır.

Yine Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 54. maddesine göre de katma değer vergisi mükellefleri, tutulması mecburi defter kayıtlarını, bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkân verecek şekilde düzenlemek zorundadırlar. Anılan 54. maddenin lafzının açık olduğu, lafzın açık olduğu durumlarda başka türlü yorumda yapılamayacağına göre, mükellefler her durumda yasal defter ve belgelerini katma değer vergisi kontrolüne imkân verecek şekilde düzenlemek ve bulundurmak zorundadır.

Yukarıda yer alan KDV Kanununun ilgili maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, vergi indiriminde esasa ilişkin iki şart öngörülmüş, bu iki şartın yerine getirilip getirilmediğini tespit ve tevsik etmek üzere iki şekil şartı getirilmiş olduğu görülür. Hangi vergilerin indirilebilir olduğu, asli şart olarak KDV Kanununun 29. maddede düzenlenmiş, bu şartı tamamlayıcı unsur olarak hangi vergilerin indirilmesinin kabul edilmeyeceği de aynı Kanunun 30. Maddesinde belirlenmiştir.

Bu nedenle indirim hakkının kullanılabilmesi için kanuni defterlerin inceleme elamanına ibraz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Maliye Bakanlığı’nın 1991/4 sayılı KDV iç genelgesinde mükelleflerin defter ve belgelerinin zayi olduğu dönemlere ilişkin olarak yüklendikleri ve ilgili dönem katma değer vergisi beyannamelerinde indirim konusu yaptıkları vergilere ilişkin olarak yapılması gereken işlemler konusunda açıklama yapılmıştır.

Söz konusu İç Genelgeye göre, defter ve belgeleri çeşitli nedenlerle zayi olan mükelleflerin, bu dönemlere ilişkin olarak verdikleri katma değer vergisi beyannamelerinde indirim konusu yapılan vergileri gerçekten yüklenip yüklenmedikleri, defterlerine kaydedip kaydetmedikleri dolayısıyla indirime hak kazanıp kazanmadıklarının tespiti idare açısından mümkün değildir. Dolayısıyla indirim konusu yapılan bu vergilerin de kabul edilmemesi gerekmektedir. Çünkü inceleme elemanlarınca, indirim konusu yapılan katma değer vergisine ilişkin fatura ve benzeri belgeler ile bu fatura ve benzeri belgelerin yasal defterlere kayıt edildiğinin bizzat görülmesi gerekmektedir.

Vergi idarisi yukarıda vermiş olduğumuz mevzuat hükümleri doğrulusunda defter ve belge ibraz edilmemesi durumunda mükelleflerin indirilecek katma değer vergilerinin tamamını reddetmektedir.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 134 Maddesi Yönünden Defter Belge İbraz Etmeme

Vergi Usul Kanununun 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır. Vergi inceleme elemanı kendisine tevdi edilen görev evrakı ve ekleri doğrultusunda vergi incelemesi yapmak vergi kayıp ve kaçağını en aza indirmesi bizzat kanun tarafından kendisine verilen bir görevdir.

Vergi Usul Kanununun 3. Maddesi ”Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Vergi Usul Kanunu hükümleri birlikte dikkate alındığında, Vergi idaresi her ne kadar defter ve belge ibraz edilmemiş olsa İndirilecek KDV’leri kabul etmeyecek dahi olsa mükellef tarafından sunulacak Onaylı Faturalar, Gümrük Beyannameleri Gibi Resmi Belgelerde yer alan KDV’leri ve Ba Bs Formları Ve Elektronik Faturalar doğrultusunda karşıt inceleme ile tespit edebileceği KDV tutarlarını kesinlikle İndirilecek KDV olarak dikkate almalıdır. Belirtmiş olduğumuz hususlar dikkate alınmadan indirilecek katma değer vergilerinin bizzat vergi idaresince reddedilmesi kanunun lafsına ve ruhuna uygun düşmeyecektir.

Uygulamada sıkça görüldüğü üzere vergi mükellefi daha önce defter belge ibraz etmiş ve bu defter ve belgeler müfettişi tarafından incelenmiş olsa dahi daha sonraki bir tarihte ibraz edilmemesi yine ilk bölümde bahsettiğimiz mevzuat uyarınca KDV reddi uygulanmaktadır. Vergi idaresi kendi inceleme elemanlarına dahi güvenmemektedir. Bu durum uygulamada bir çelişki olarak ortaya çıkmaktadır.

Öncelikle belirtelim ki İnceleme elemanı iş evrakında ve eklerinde belirtilen vergi kayıp ve kaçağı ile ilgilenmekle yükümlüdür.. Defter ve belge ibraz edilmemesi durumunda sadece indirilecek KDV’ler reddedilmekte ve inceleme yapılamayacağı için, ödenmesi gereken verginin doğruluğu tespit edilmeyecektir.

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun Esas No: 2013/3 Karar No : 2019/1 Sayılı Kararı

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun Esas No: 2013/3 Karar No : 2019/1 sayılı kararında: “Mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerini vergi inceleme elemanlarına ibraz etmeyen mükellefler adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı açılan davalarda; mükellefler tarafından yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgelerin davacı mükelleften istenilerek ve vergi idaresi de haberdar edilerek,  defterlerdeki kayıtlar incelenip, vergilendirmenin konusunu oluşturan KDV indiriminin dayandığı faturalarda bu verginin ayrıca gösterilip gösterilmediği, belgelerin yasal defterlere usulüne göre kaydedilip edilmediği ve temsil ettiği hukuki muamelenin gerçek olup olmadığına ilişkin bir hukuki değerlendirme yapılarak ve davanın tarafı olan vergi idaresinin görüşü de alınarak karar verilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiştir.

Danıştay’ımızın verdiği içtihadı birleştirme kararı doğrultusunda defter ve belgeleri mükellefler incelenmek için vergi idaresine gönderilmek üzere sunabilmektedir.  Bu karar doğrultusunda vergi idaresinin İndirilecek KDV’leri reddetmesi mükelleflerin mahkemeye defter ve belgeleri ibraz etmesi sonucunda hükümsüz kalmaktadır.

Defter ve belgelerin mahkemeye sunulması durumu özellikle zaman aşımının son yılında defter ve belgeleri istenen mükelleflere inceleme elemanına defter belge ibraz etmeyip mahkemeye sunarak incelmeden kaçınma gibi bir fayda sağlama imkânı vermektedir. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmaz ise bu durum kötüye kullanılabilme riski taşımaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

Bizim bu konudaki görüşümüz, incelme elamanı, kendisine verilen, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu tespit etme ve sağlama doğrultusunda defter ve belgelere ulaşmaya çalışmalı, görev evrakında vergi kayıp ve kaçağına ilişkin hususlarda harici veriler üzerinden incelemesini yapmalıdır.

 İnceleme elemanı mükellefe ulaşma konusunda yetkilerini sonuna kadar kullanılmalı, örneğin bir tebligat ile yetinilmeyip 2. bir tebligat yapılmalı, muhasebecisine ulaşılıp mükellef haberdar edilmeli, hatta mükelleften defter ve belgeleri ibraz edemediği ve süre dahi verilse ibraz edilemeyeceği husussunda mükellef ile bir tutanak düzenlenmelidir.

Vergi incelme elamanı, indirilecek KDV’leri reddetse dahi, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu tespit etmek ve sağlamak adına kendisine sunulan onaylı fatura, gümrük belgesi noter senedi gibi resmi evraklar ile tevsik edilen belgelere ilişkin KDV’ler ile bizzat karşıt inceleme yaparak tespit edeceği KDV’leri dikkate alması hem kanunun ruhuna hem de hakkaniyete uygun olacaktır.

 Ayrıca Danıştay’ımızın vermiş olduğu içtihadı birleştirme kararı doğrultusunda yasal bir düzenleme yapılmalı, defter ve belge ibraz etmemeye ilişkin özel usulsüzlük cezası defter belgeyi ibrazını zorunlu kılacak şekilde caydırıcı bir vergi güvenlik mekanizmasına dönüştürülmelidir.

Vergisel Açıdan Defter Belge İbraz Etmemek
Vergi incelemesine defter ve belgelerin ibraz edilmemesi ve son yargı kararları doğrultusunda vergisel olarak değerlendirilmesi

 

About the author

Yeminli Mali Müşavir
× Canlı Destek